Yaşasın Cumhuriyet!
Cumhuriyetimizin 100. Kuruluş Yıldönümünü tarihi mirasımıza sahip çıkma güdüsüyle birlikte büyük bir coşku büyük bir sevinç ve büyük bir mutlulukla karşıladığımızı belirtir üyelerimizin ve Ulusumuzun 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını içtenlikle kutlarız.
Verilen mücadeleleri örgütleyen, ezilen halkları bağımsızlık şemsiyesi altında toplayarak dev bir Ulus yaratan başta Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, yakın silah arkadaşlarını, aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi derin bir saygı ve özlemle anıyoruz. Ruhları şad olsun.
Cumhuriyet bundan tam 1 asır önce, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve yakın silah arkadaşları önderliğinde, bağımsız, özgür ve çağdaş bir ulus yaratma inanç ve azmiyle toplanan halkların, emperyalist ülkelere karşı birlik ve beraberlik içerisinde sırt sırta vererek yürüttüğü, kıran kırana geçen mücadelelerin ve kanlı savaşların sonucunda, 29 Ekim 1923 tarihinde kurulmuştur. Bu mücadelelerde nice canlar toprak olup gitmiştir ve İstiklal Mücadelesi sırasında yazılan İstiklal Marşımızda;
“Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı,
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır Atanı,
Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı.”
dizeleriyle derin bir yer etmiştir.
Verilen bu mücadelelerin özünde elbette bağımsızlık özlemi yatmakta idi. Saltanatın bir kulu olarak sömürülmek değil halkın içerisinde özgür bir fert olarak başı dik yaşamak; eğitim, öğretim, sağlık, istihdam alanlarında fırsat eşitliğine erişmek, mülkiyet hakkına sahip olmak ve bu topraklar üzerinde yaşayanlar olarak yönetimlerde ve karar alma mekanizmalarında söz sahibi olmak, güvenli bir ortamda bulunmak ve her şeyin ötesinde de hukuk düzeni içerisinde insanca yaşamak en büyük arzuydu.
Bağımsızlık özlemiyle verilen Kurtuluş Savaşı sonrasında Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kurulan Cumhuriyet, kuruluşunun devamında hayata geçirilen köklü reformlar ve çağdaşlaşma mücadeleleriyle gelişme kaydederek halkların bu özlem ve arzusunu karşılamış, geçen sürede ulu bir çınara dönüşerek bugün 100. yaşına ulaşmıştır. Cumhuriyet hiç şüphe yoktur ki bugünden sonra da yıllarca bu eşitlikleri sunmaya devam edecektir. Ancak yaşadığımız dönemlerde ortaya çıkan gelişmeler, ülkemizdeki iç ve dış dinamikler, sınırlarımızda yaşanan ve iç barışımızı tehdit eden savaşlar, süre gelen dönem içerisinde gerek kamusal alanda gerekse de diğer alanlarla birlikte, ülkenin genel yapısında yaşanan toplumsal dejenerasyon bizlere uyarılar vermektedir.
Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girilirken ülkemizde kontrolsüz göç akımları nedeniyle toplumun güvenliği zarar görmeye başlamış, yabancıya toprak ve mülk satışı hızlanmış, toplumda cinsiyet ve yaş ayrımı gözetmeksizin şiddet eğilimli davranışlar artmış, gelir dağılımında dengeler bozulmuş, halkın borç stoku yükselmiş, halkın geniş kesimleri adaletsiz vergi yükü altında ezilmiş, kayıt dışı çalışma kontrol altına alınamamış, eğitim, sağlık ve istihdamda fırsat eşitliği yeterince sağlanamamış, çocuk işçiliği engellenememiş, işçi sağlığı ve güvenliği uygulamaları yaygınlaştırılamamış, toplumda intihar vakaları artmış ve genel anlamda toplumun sosyolojik ve psikolojik yapısında ciddi anlamda bozulmaların yaşandığı, ekonomide bugünden yarını görmenin neredeyse imkansız bir hale büründüğü, toplumda barınma krizinin ortaya çıktığı, köylünün toprağına küstürüldüğü, tarımsal üretimden koparıldığı, kamu kurumlarında yaşanan liyakatsiz atamalarla verimliliğin düştüğü, kamu maliyesindeki dengelerin bozulduğu, buna nazaran denetimin neredeyse imkansızlaştırıldığı ve tüm bu olumsuzluklar karşısında kişilerin temel gösteri ve protesto haklarının baskılandığı, şeffaflıktan uzak bir dönem yaşanmaktadır!
Gelecek ikinci yüzyılda tüm tarafların üzerine düşen sorumluluk, sahip olduğu değerlerin, birikimlerin, toplumsal hafızanın ve bırakılan mirasın farkına vararak, ortaya çıkan bu olumsuz tablolarla tıpkı kurtuluş mücadelesi döneminde olduğu gibi birlik ve beraberlik içerisinde, omuz omuza mücadele etmektir.
Cumhuriyetimize ve değerlerine yakışan, temel insan haklarına duyarlı bir toplumun varlığıdır. Halkın güvenli bir şekilde özgürce yaşayabildiği, yeterli ve sağlıklı beslenebildiği, gelecek kaygısı taşımadığı yarınlar için bugün daha fazla sorumluluk üstlenilmelidir.
Sendikamız kurulduğu günden bugüne dek haklarımız, özgürlüklerimiz ve insan onuruna yakışır bir yaşam için mücadelesini sürdürmektedir. Bugünden sonrada bu ilke ve idealleri doğrultusunda, Cumhuriyetimizin değerlerine yakışır biçimde mücadelesini sürdürecektir!
İnanıyoruz ki halkımız da bu gerçekliklerin bilinciyle bu onurlu mücadeleye sarılacak ve hep birlikte barış içerisinde Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılını selamlayacaktır!
Yaşasın Cumhuriyet!
Yaşasın Demokrasi!
Yaşasın Adalet!
Yaşasın Özgürlük!
Cumhuriyetimizin 100. Kuruluş Yıldönümünde Bayramımız Kutlu Olsun!
KRİSTAL-İŞ SENDİKASI
GENEL MERKEZ YÖNETİM KURULU