Yeni bir yıla girerken işçiler, insanca bir yaşam ve daha adil bir gelir dağılımı için taleplerini yükseltiyorlar.
2019 yılında Çin’de ortaya çıkan ve kısa sürede tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgınının etkileri 2022 yılında da sürerken, salgının çalışma yaşamı üzerinde, küresel tedarik zincirlerinde ve toplumların gelir dağılımında yarattığı tahribatlar aradan geçen dört yıllık süreye rağmen iyileştirilebilmiş değil.
Covid-19 salgını toplumların tüketim alışkanlıklarını değiştirirken, üretimde meydana gelen aksamalar küresel tedarik zincirlerinde ağır sorunlara yol açtı. Birçok temel ihtiyaç maddesi zamanında üretilip tedarik edilemediği için arz talep dengeleri bozuldu. Buna bağlı olarak bozulan fiyat dengeleri dünyanın hemen her yerinde enflasyonu tetikledi. Türkiye Pandemiden en ağır etkilenen ülkeler arasında yer aldı. Türkiye’de uygulanan hatalı ekonomi politikalarının da etkisiyle enflasyon, 2022 yılında üç haneli sayılara ulaştı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2022 yılı Kasım ayı endekslerinde Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) yıllık %84,39, Üretici Fiyat Endeksi yıllık %136,02, Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi (Tarım-GFE) ise yıllık %134,76 seviyelerine ulaştı. Tarımsal üretim maliyetlerinde yaşanan artışlar gıda krizini de beraberinde getirdi. Aynı dönemde gıda enflasyonu yüzde 102,55 oldu. Sağlıklı ve yeterli gıdaya erişim zorlaştı. Bağımsız akademisyenlerin oluşturduğu çalışma grubu ENAG tarafından yayınlanan istatistiksel verilerde ise Tüketici Fiyat Endeksi aynı dönemde yüzde 170 olarak hesaplandı. 2022 yılında farklı kuruluşlar tarafından açıklanan enflasyon ve istihdam verileri TÜİK’e olan güveni tartışmaya açtı.
Bu dönemde ücretlilerle emekliler en ağır bedeli ödeyenler arasında yer aldı. 2022 yılında asgari ücret, yapılan ara zamla birlikte ortalama ücret haline geldi. Asgari ücret siyasi iktidarın uyguladığı politikalarla genel ücret politikası haline dönüştürüldü. Avrupa Birliği ülkelerinde (AB) asgari ücretle çalışanların oranının ortalamasının yüzde 9 olduğu dönemde bu oran Türkiye’de yüzde 60’a dayandı. Ülkemizde her 10 çalışandan yaklaşık 6’sı asgari ücretle çalışıyor!
Salgın şüphesiz hemen her sektörü derinden sarsarak çalışma biçimlerinde ve iş ilişkilerinde kapsamlı değişikliklere neden oldu. Pandemiyle beraber üretim ve tedarik modellemelerinde rekabet artarken, ticaret ve pazar alanlarında pay kapma savaşları yaşandı. E-ticaret hacmi hızlı bir artış göstererek ticaretin odağı haline geldi. Tedarik süreçlerinin farklılaşmasıyla beraber ortaya çıkan enformal çalışma biçimleri işçiler üzerindeki stres ve baskının artmasına neden oldu. İş ve gelir güvencesi zarar gördü. Kayıt dışı çalışma yaygınlaştı. Hemen her 3 işçiden 1’isi sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan kayıt dışı çalışıyor. Kayıt dışılığın kontrol altına alınamaması hem sosyal güvenlik sistemini hem gelir dağılımını hem de iş güvenliğini sarsmaya devam ediyor. En zengin kesim ile en yoksul kesimin milli gelirden aldığı pay arasındaki makas 2022 yılında da açılmaya devam etti.
2022 yılında iş cinayetleri de durmak bilmedi. Geçmiş maden facialarından ders almayan ülkemizde maden işçilerinin kaderine yine ölüm düştü. Alınmayan veya yetersiz ve yeterince denetlenmeyen iş sağlığı ve güvenliği tedbirleri nedeniyle Bartın Amasra’da 42 madenci kardeşimiz iş cinayetine kurban gitti. Sadece Kasım ayında 127, 2022 yılının ilk on bir ayında ise en az 1658 işçi hayatını kaybetti. (İSİG)
2022’de işsizliğe de kalıcı bir çözüm bulunamadı. Sınır komşularımızda yaşanan bölgesel savaşlar ülkemizi göç dalgasıyla karşı karşıya bıraktı. Savaştan kaçarak ülkemize sığınan mülteciler ucuz işgücü olarak görüldü ve kayıt dışı ekonomi oluşturuldu. İşsizlik 2022 sonunda hala çift haneli sayıları göstermeye devam ediyor. Atıl işgücü olarak tanımlanan işsizlerin oranı yüzde 20,3. Kadın ve erkek işçiler arasında fırsat eşitsizliği sürüyor. İşsizlik erkeklere oranla kadınlarda daha yüksek seyrediyor. Ülkemizde genç işsizliği de can yakmaya devam ediyor. 15-24 yaş arasını kapsayan gençlerde her 4 gençten birisi işsiz. Her 4 gençten 1’isi ne eğitimde ne de istihdamda yer alıyor. 2022 yılının üçüncü çeyreğinde ne eğitimde ne istihdamda olan genç kadın oranı yüzde 36.2, genç erkek oranı ise yüzde 18.5’e yükseldi (TÜİK).
Türkiye işçi hakları bakımından da 2022 yılında sınıfta kaldı. Ülkemiz ucuz işgücü merkezi haline gelmesinin dışında Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu’nun (ITUC) 148 ülkeyi kapsayan Küresel Haklar Endeksi’nde Belarus, Brezilya, Kolombiya, Mısır, Myanmar, Filipinler, Esvatini ve Guatemala’yla birlikte çalışanlar için en kötü 10 ülke arasında yer aldı. Değerlendirme işçi haklarına göre yapılıyor. Rapora göre Türkiye’nin en kötü 10 ülke arasında yer almasının sebebi: grev yasakları, sendikacıların tutuklanması ve sistematik sendika düşmanlığı.
2022 yılında Türkiye’de 2 sendikanın grevi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Milli Güvenlik gerekçe gösterilerek 60 gün süreyle ertelendi. Fiili olarak yasaklandı. Birleşik Metal-İş ve Özçelik-İş Sendikası’nın Bekaert Çelik Şirketinin iki fabrikasında aldığı grev kararlarının fiili olarak yasaklamasının ardından işçiler, grev yasağını tanımayarak sendikalarıyla birlikte grev kararlarını hayata geçirdiler. BU grev yasaklarıyla beraber 20 yıllık AKP iktidarlarında toplam 19 kez grev hakkı fiili olarak yasaklanmış oldu. Geçmiş 20 yıldaki 19 grev yasağının 4’ü sendikamızın grevlerini kapsıyor.
Sendikamız işçi sınıfının sorunlarının ağırlaştığı 2022 yılında Cam Grup Toplu İş Sözleşmesi, Knauf Insulation İşyeri Toplu İş Sözleşmesi, İzocam İşletme Toplu İş Sözleşmesi ve Camyapı İşyeri Toplu İş Sözleşmelerini kazanımlarla sona erdirdi. Toplu iş sözleşmelerinde de üyelerini koruma gayretini sürdürdü.
Sendikamız 2022 yılında tüm olumsuz şartlara rağmen örgütlenme faaliyetlerine devam etti. Kocaeli, Manisa, Bilecik ve Eskişehir’de yeni işyeri örgütlemelerini sürdüren sendikamız 4 fabrikada gerekli çoğunluğa ulaşarak yetkiyi aldı. 2 fabrikada yetki davaları sürüyor. Sendikamız sendikal örgütlenmeyi kırmak isteyen işveren ve vekillerine karşı da mücadelesini sürdürdü. 3 fabrikada sendikal faaliyetlerin engellendiği tespitini İlgili Kurumlara yaptırarak gerekli cezai işlemlerin yapılmasını sağladı. İşten atmalara ve sendikal baskılara karşı Eskişehir ve Manisa’nın Turgutlu ilçesinde kitlesel basın açıklamaları gerçekleştirdi.
Manisa’da Serel Seramik Fabrikası’nda ki sendikal faaliyetlerde ise sendika düşmanlığının en belirgin olanına şahit olundu. 2022 yılında 40 yıllık sendikalarından istifa ederek sendikamıza üye olan Serel Seramik işçileri bin bir türlü sendikal baskıyla karşı karşıya kaldı. İşçiler 8 gün zorunlu olarak izne çıkarılarak cezalandırıldı. İzin dönemi içinde işçiler işten çıkarıldı. En az 27 Serel işçisi sırf sendika seçme özgürlüğünü kullandığı için işten atıldı. Kamuoyu ve işçiler Elginkan Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Gaye Akçen’in tehditlerine ve siyasetin en tepe makamlarına kadar giderek olayları şikayet etmesine tanık oldu.
Eskişehir’de bulunan Atışkan Alçı Fabrikası’nda ise 31 Aralık itibariyle grevimiz 184’üncü gününe ulaştı. 30 Haziran’da hakları için sendikamız öncülüğünde greve çıkan Atışkan Alçı işçileri 2023 yılını grevle selamladı.
Ve daha niceleri…
2022 yılı bizler için dolu dolu ve bir o kadar da zorluklar içinde geçti. İşçi sınıfının gerek sendikal haklar konusunda gerekse de yaşam koşulları karşısındaki mücadele gereksinimlerini benimseyen sendikamız gelecek yeni yılda, Cumhuriyetimizin 100. yaşında da Cumhuriyet ve devrimlerine bağlı kalarak işçi sınıfı mücadelesini yükseltme gayret ve azmi içinde olacaktır.
Grev çadırında ve alanlarda emek mücadelesi veren, tezgahları başında üreten tüm işçileri gururla selamlıyor, üyelerimizin ve işçi sınıfının yeni yılını kutluyoruz.
KRİSTAL-İŞ SENDİKASI GENEL MERKEZ YÖNETİM KURULU