Kardeşlik, Birlik ve Dayanışma
Türkiye işçi sınıfının geçmişinde derin izler bırakan 1970 yılı, sonraki yıllarda da işçilere ışık olmuş ve bugün gelinen noktada daha da fazla anlam kazanmıştır. Aynı birlikteliği, aynı coşku ve kardeşliği tekrar çağrıştırmaktadır.
Adalet Partisi iktidarının sendikalar yasasında yapmak istediği değişikliği protesto etmek amacıyla başlayıp ardından çok daha geniş kapsamlı bir işçi eylemine dönüşen 15-16 Haziran olaylarında yüz elli bin’ in üzerinde işçi sokaklara inerek haklarına el uzatanlara karşı tepkisini ortaya koydu.
DİSK konfederasyonuna bağlı sendikaların öncülüğünde başlayan direnişe, Türk-iş konfederasyonuna bağlı bazı sendikalar da destek verdi. Bunun neticesinde 170’e yakın işyerinde çalışan ve iş bırakarak meydanlara inen 150 bin civarında işçi, İstanbul’da hayatı durdurma noktasına getirdi. Bu olaylar karşısında dönemin hükumeti sıkıyönetim ilan etti.
15-16 Haziran 1970 şanlı işçi direnişi ve ertesinde güvenlik güçlerinin müdahaleleri sonucu bir polis ve üç işçi hayatını kaybetti. 422 işçi işten çıkartıldı. 162 işçi tutuklandı.
Yaşanan bu şanlı direniş, işçilerin birliğinden doğacak gücü gösterdi. İşçi haklarına karşı yapılacak saldırılara ne denli büyük bir tepki gösterilebileceğini, gerektiğinde her şeyden vazgeçerek meydanlara inilebileceğini gösterdi.
Bu büyük ve bağımsız işçi hareketi, hiç şüphe yoktur ki bugün de işçi sınıfının varlığını ve bilincini zinde tutmaktadır. En önemlisi de işçi haklarına karşı yapılacak saldırılara, işçilerin birliktelikten gelen gücüyle karşı konulabileceğini ve saldıranlara geri adım attırılabileceğini göstermek adına rehber oluşturmaktadır.
Bugün gelinen noktada da durum pek farklı değildir. Siyasi iktidar, göreve geldiği 2003 yılından bu yana emek düşmanı politikaları uygulamaktadır. İş Yasası değişikliği ile başlayan düzenlemeler, çalışanların ücretlerini ve sosyal haklarını geriletmiştir. Çalışma şartları mevcut teknolojilere rağmen ağırlaşırken, hayatın olanaklarından yararlanabilme düzeyi olumsuz yönde etkilenmiş ve gerilemiştir. Taşeronlaştırma kamu dahil her iş sahasında yaygınlaşmış, kiralık işçilik büroları tepkilere rağmen yasalaştırılmıştır. Esnek çalışma rutin bir hal almış, istihdam biçimleri ve sendikasızlaştırma yaygınlaşmıştır. Çalışan sayısı artarken sendikalı işçi sayısı hızla gerilemiştir. Bireysel emeklilik sistemi ikinci emeklilik maskesi arkasında işçilere dayatılırken, işçiler inisiyatifleri sorulmadan sisteme dahil ediliyor. Kıdem tazminatları tartışmaya açılmış, fon sistemi adı altında sermayeye kaynak yaratılmak istenmektedir. Yaşanabilecek iş uyuşmazlıklarında Zorunlu Arabuluculuk uygulaması işçilere dayatılmaktadır. İşçi sağlığı hakkı sürekli ertelenerek iş cinayetlerine seyirci kalınmıştır. İş güvenliği hizmetleri piyasalaştırılmış; kuralsız çalışma ve kamu denetiminin kaldırılmasına yönelik birçok yasal düzenleme yapılmıştır.
Bugün işçi cinayetlerini meşru kılmaya çalışan, iş cinayetlerini işin fıtratına yamamak isteyen bir zihniyet maalesef ki egemendir. Emek sömürüsü sıradan bir olaya dönüşmüş bu yolda her türlü uygulama mubah kılınmıştır.
ORTAK MÜCADELE
Bugünkü saldırılarda esas olan ortak mücadele ruhunu tekrar ortaya koymaktır. Esnek ve güvencesiz çalışmayı içinde barındıran taşeronlaşma ve kiralık işçiliğin, kayıt dışı çalışma ve yoğun sömürü ihtiva eden istihdam biçimlerinin kaldırılması için ortak mücadele verilmelidir. Kıdem tazminatı saldırısı ve zorunlu bireysel emeklilik fonu uygulamaları üzerinden, kıdem ve emeklilik haklarında geriye gidilmesine karşı durulması gerekmektedir. Bu yönde birleşik, ortak bir mücadelenin gerekliliğine ihtiyaç duyulmaktadır. Metal ve cam işçileri çoban ateşini yakmışlardır. Birliktelikle bu ateş daha da büyüyecektir.
Bizlerin inancı; iş güvencesinin, güvenli çalışma ortamlarının, sendikal hakların, dinlenmeye ve sosyal yaşama zaman bırakacak uygun çalışma saatlerinin, insanca bir yaşamın ve insana yakışır ücret ve emeklilik koşullarının her çalışanın en temel yaşam hakkı olduğudur.
Bu düşünce ve inancımızla, 15-16 Haziran 1970 direnişinde mücadele vermiş her işçi ve işçi dostunu saygıyla, sevgiyle selamlıyor ve yâd ediyoruz.Yaşamını kaybedenleri rahmetle anıyoruz.