Cumhuriyet Halk Partisi Kırklareli İl Başkanlığı’nın 11.11.2016 tarihinde düzenlediği dayanışma yemeğinde Kristal-İş Sendikası olarak düşünce ve sorunlarımızı paylaşmak adına biz de bulunduk. Partililer, bazı sivil toplum örgütleri, il, ilçe ve köylerden gelen muhtarlar ve çok sayıda vatandaşın katılımıyla gerçekleştirilen bu yemekte elde edilecek gelirin yükseköğrenim gören öğrencilere burs olarak verilecek olması da bu yemeğe ayrı bir anlam yükledi.
Değerli üyelerimiz, Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak bugün geldiğimiz noktada hem vatandaş hem de sivil toplum örgütleri olarak üzerimize büyük vazifeler düşmektedir. Son yıllarda uygulanan yanlış politikalar sonucunda ülkenin ve işçi sınıfının geldiği nokta ortadadır. Ülke bir yandan savaşın eşiğine getirilirken bir yandan da savaş politikalarının sonucunda ülke üretimi ağır kayıplara uğramaktadır. Gerek sanayi üretimi, gerek tarım üretimi, gerekse turizm sektörü ve bir yanda da bu sektörlerde çalışan işçiler, bu politikaların bedelini ağır ödemektedir. Sanayi ve işletmelerin pazarlamada sıkıntılar yaşaması doğrudan işçi sınıfını da etkilemektedir. Tarım ve sanayi üretiminin dış pazarlara sunulamaması, dış ülkelerin ürünlerimize ambargo uygulaması her kesimi mağdur etmektedir. Bu durumun siyasi sorumlularına baktığımızda ise ülkenin gerçek gündeminden çok uzakta, bir yanda idam tartışmaları bir yanda da başkanlık tartışmalarıyla meşgul olduklarını görüyoruz. Bizler idamı tartışarak hukuku, hukukun bağımsızlık ve tarafsızlığını icra edemeyiz, başkanlığı tartışarak işsizleri iş sahibi, atanamayan öğretmen adaylarını öğretmen yapamayız. Bizlerin gerçek gündemi işsizlik çeken gençlerimiz olmalıdır, atanamayan öğretmenler olmalıdır, işlemeyen hukuk olmalıdır, ürünleri para etmeyen, ithal tohumlara mecbur bırakılmış çiftçilerimiz olmalıdır, eğitim sistemimiz olmalıdır. Bizler eğitim ve bilimin ışığında sanayimizi nasıl güçlendiririz, işsizliği nasıl minimize ederiz onu tartışmalıyız. Oysa bugün kiralık işçilik diye anılan “özel istihdam büroları” yasalaştırılmış, “zorunlu arabuluculuk” uygulamaları önüne dayatılmış, zorunlu tasarruf uygulaması ( Zorunlu Bireysel Emeklilik ) ikinci bir emeklilik şansı diye önüne sürülmüş, kendi işsiz nüfusuna çözüm bulamazken Turkuaz Kart uygulamasıyla yabancı iş gücüne yani mültecilere kapı aralamış, bir yandan da kıdem tazminatı hakkı pazarlığa açılmış işçi sınıfı ile çalışma yaşamı söz konusu. Bu uygulamaların hiç birisi işsizliğe çare olmayacak aksine işçi sınıfından çok şey alıp götürecektir. Gerçek gündemimiz bunlar olması gerekirken, çok farklı noktalarda, olmadık gündem maddeleriyle meşgul ediliyoruz. Bu kısır döngüyü aşmamız gerekir.
Sonuç olarak böyle etkinliklere bugün ki ortamda daha fazla ihtiyaç vardır. Savaş çemberinin etrafımızı sardığı bu günlerde Kristal-İş Sendikası olarak, gerçek sorunlarımıza odaklanan tüm partilerle, sivil toplum örgütleriyle, işçileriyle, çiftçileriyle, kısacası tüm emekçilerle beraber demokratik şekilde tartışarak, bu kısır döngüden kurtulabilmenin çözüm yollarını üretmeliyiz.