Can Şafak
Kristal-İş Sendikası Toplu Sözleşme Müdürü
Grevin hemen ardından Şişecam kamuoyuna yazılı bir açıklama yaptı. Şişecam açıklamasında parasal kalemlerde temel gösterge olarak enflasyon oranını kabul ettiğini ve gelinen noktada, ücretlerde ilk yıl için, 2013 yılsonu enflasyon rakamının 4,39 puan üzerinde ortalama yüzde 11,79 oranında artış önerdiğini belirtti. Şişecam’a göre grevin nedeni, kendi önerilerine karşı Kristal İş’in, ortalama yüzde 23,12 oranında artış talebinde ısrar etmesiydi. Şişecam bu talebi yüksek ve “kabul edilemez” buluyordu!
Mademki Şişecam sayılar vermiş, öyleyse bakalım bu sayılar ne ifade ediyor.
Şişecam’ın, Türkiye’de işçilik ücretlerinin en yüksek olduğu işkollarından biri olan cam sektöründe, cam işçisinin ortalama saat ücreti Aralık 2013 tarihi itibariyle 9,24 liradır. Bu aylık brüt 2079 liraya gelmektedir ve cam işçisinin eline geçen para 1500 lirayı bulmamaktadır. Üstelik 6 bine yakın cam işçisi arasında, asgari ücretle yani net 846 lira aylıkla ya da asgari ücret çevresindeki sefalet ücretleriyle çalışan çok geniş bir kesim de vardır ki, onlar kendilerini “düşük ücretli cam işçileri” olarak tanımlıyorlar. “Çalışanlarının refah seviyesinin korunması ve geliştirilmesi için bugüne kadar azami gayret gösterdiğini” söyleyen Şişecam fabrikalarındaki bu duruma karşılık Türk-İş’in açıkladığı açlık sınırı aylık net 1099,17; yoksulluk sınırı aylık net 3580,35 liradır. Açlık sınırı, dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarıdır. Yoksulluk sınırı ise gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarıdır.
Öte yandan cam fabrikalarında ücret ortalamaları yıldan yıla ve düzenli olarak gerilemektedir. Son toplu sözleşmenin imzalandığı tarihten bu yana, yani son iki yıl içinde ortalama ücretlerdeki gerileme -yılbaşından yılbaşına- yüzde 13 oranındadır. Bu gerileme öyle çarpıcıdır ki, Şişecam’ın açıklamasında yere göğe sığdıramadığı “çalışan haklarına saygı ilkeleri çerçevesinde” yaptığını söylediği ücret önerisi, iki sene önce imzaladığı toplu iş sözleşmesinde yer alan ücret zammı miktarının bile altındadır. Şişecam’ın “uzlaşmacı ve yapıcı” tavırdan anladığı da bu olsa gerek. Son iki dönem için baktığımızda toplu iş sözleşmeleriyle sağlanan ücret artışlarına rağmen ortalama ücretlerdeki gerileme, yüzde 23 oranındadır. Üstelik bu gerilemeler, “nominal” ücretlerde gerçekleşmiştir ve reel ücretlerdeki gerileme bu oranların çok daha üzerindedir. Kaldı ki daha uzun bir zaman aralığı içinde reel ücretlerin seyri izlendiğinde, durum çok daha kötüdür. Böylece yaratılan katma değerden işgücünün aldığı pay her yıl biraz daha azalmıştır ve azalmaktadır. Bu gerileme elbette, işgününün toplam maliyetler içindeki payında da gözlenebilecektir. Bu bile cam işçisinin ücret talebinin ne kadar haklı olduğunu son derece açık ve çarpıcı biçimde gözler önüne sermektedir. Bu noktayı, cam işçisinin her yıl daha da kötüye giden ekonomik koşulları karşısında bir dünya markası olmakla övünen Şişecam’ın kamuoyuyla paylaştığı karlılık oranlarına işaret ederek geçelim.
Nihayet, TÜİK tarafından açıklanan enflasyon oranlarının gerçeği yansıtmadığını ve bu nedenle de bu oranların kabul edilebilir bir gösterge olamayacağını vurgulamak gerekir. Enflasyonun gerçekte açıklanan oranların çok daha üzerinde olduğu, hayatın içindeki bir bilgidir. Üstelik doğrudan emekçiyi ilgilendiren mal/eşya ve hizmet fiyatlarındaki artış çok daha yüksek seyretmektedir.
Cam işçilerinin ücrete ilişkin iki talebi daha vardır: Ücretlerde iyileştirme ve işe giriş ücreti. Şişecam’da son yıllarda yeni/genç işçilerin sayısı ve toplam işgücüne oranı büyük ölçüde arttı. Fabrikalarda kıdem ortalaması geriledi. Bu değişim, cam fabrikalarında aynı işi yapan işçiler arasında çok büyük bir ücret farkına, kabul edilemez bir ücret adaletsizliğine neden oldu. Aynı kademede çalışan, eşit kalifikasyona sahip ve aynı işi yapan işçiler arasında iki katını aşan hatta üç katına yaklaşan ücret farklılıkları ortaya çıktı. İyileştirme talebi, bu adaletsizliğin bir parça olsun düzeltilmesini hedefliyor. İşe giriş ücreti ise yapılacak düzeltmenin kalıcı olması ve uzun vadede benzer çarpıklıkların yeniden ortaya çıkmasına karşı bir ücret politikası tedbiridir. İşe giriş ücreti, ortalama ücretlerdeki gerilemeyi yavaşlatacak, ücret sistemini dengeleyecektir. Birbirine bağlı bu iki talep, genel geçer “eşit işe eşit ücret” ve “ücrette adalet” ilkelerine dayanmaktadır ve son derece haklı/doğru bir yaklaşımı yansıtmaktadır.
Parasal kalemler yanında en az onlar kadar önemli diğer iki madde de uyuşmazlık kapsamındadır. Bunlardan biri iş güvencesini sağlamayı diğeri ise kazanılmış hakları korumayı hedeflemektedir.
Cam işçisinin ahvali budur! Cam işçisi grevdedir, çünkü insanca ve daha adil bir ücret bir talebi Şişecam tarafından reddedilmiştir.