Atilla Özsever, 12 Temmuz 2013
Türk-İş üyesi Basın-İş Sendikası, Hazine Müsteşarlığı’na bağlı Darphane ve Damga Matbaası işyerlerinde 8 Temmuz 2013 günü greve çıktı. Grev, esas itibariyle ücret uyuşmazlığı ve işçi sağlığı-iş güvenliği önlemlerinin alınmaması nedeniyle başladı.
Ülkemizin en eski kuruluşlarından olan bu işyerlerinde altın, bozuk para üretiliyor, pasaport, nüfus cüzdanı, ehliyet gibi kıymetli evrak basılıyor.
Önceki gün, yani 10 Temmuz Çarşamba günü Beşiktaş Yıldız’daki Darphane işyeri önünde Basın-İş İstanbul Şube Başkanı Levent Dinçer ve grevci işçilerle bir görüşme yaptım. Levent Dinçer’in verdiği bilgiye göre, grev kapsamında 257 işçi bulunuyor. 15 yıla yakın kıdemleri bulunan işçilerin ortalama ücreti 1.560 TL. Sendika bu ücretin 2.000 TL.’ye çıkarılmasını istiyor. Bu parayı işçisine çok gören Hazine’nin Darphanesi, geçen yıl 68 milyon lira kâr etmiş.
Diğer önemli bir uyuşmazlık maddesi de, işçi sağlığıyla ilgili. Döküm atölyelerinin bulunduğu işyerinde nitrit asit, tiner gibi maddelerin kullanılması nedeniyle 50’den fazla işçi meslek hastalığına yakalanmış. Sendika, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınmasını, meslek hastalığı nedeniyle devam teşvik primleri kesilen işçilere bu primlerin ödenmesini talep ediyor. Yine işyerinde gereksiz ve aşırı güvenlik önlemleri nedeniyle işçiler üzerinde baskı var.
Şube Başkanı Dinçer, işverenin toplu sözleşme hükümlerini de uygulamadığını söylüyor. Eskiden toplu sözleşme hükümlerinin uygulanmaması halinde hak grevine çıkılırdı, 12 Eylül askeri cuntası, 1982 Anayasası ile bunu yasakladı. 12 Eylül’le hesaplaştığını iddia ederek 2010 Anayasa referandum için (Evet) oyu isteyen AKP, hak grevi yasağını olduğu gibi bırakmıştı…
AKP iktidarı, ÇAYKUR ve THY’deki grev kırıcılığından sonra Darphane’de de sendikanın greve çıkamayacağını, bir sürü kredi kartı borcu bulunan işçilerin bunu göze alamayacağını hesapladı.
Bilindiği gibi, ÇAYKUR’da 7 bin mevsimlik işçi, bir ay öncesinden işe başlatılarak Tek Gıda-İş Sendikası’nın 22 Nisan’da başlayan grevi kırılmış oldu. THY yönetimi, 15 Mayıs’ta başlayan Hava-İş’in grevini de kırmak için part-time çalışan ve gerekli eğitimi almayan personeli uçuşa yönlendirdi, greve çıkanları da işten çıkarma ile tehdit etti, grev gözcüleri üzerinde polis baskısı uygulandı.
Tüm bu koşullara rağmen Basın-İş üyesi Darphane işçileri greve çıktı ve gözlemlediğimiz kadarı ile bu grevi başarı ile sürdürmeye kararlı gözüküyorlar. Türk-İş 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak da, greve çıkılmadan bir süre önce Basın-İş Sendikası Genel Başkanı Yakup Akkaya ile işyerinde yaptıkları görüşmelerde işçilerin greve hazır oldukları izlenimini aldığını söylemişti. Darphane’de sadece sendikalı 20 kişi greve katılmadı, bu kişilerin de üretimde pek etkisi yok, yemek ve onarım işlerinde çalışıyorlar.
Greve çıkıldığı ilk gün Türk-İş yönetiminden kimse yoktu, oysa DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu o gün grevi destekleyen bir konuşma yapmıştı. Türk-İş üst yöneticilerinin grev yerini ziyaret etmemesine karşın çeşitli sendikaların şube yönetimleri desteklerini sürdürüyor. CHP’li belediyeler de iftar yardımı yapıyor.
Darphane grevinin başarıya ulaşması, AKP’nin ÇAYKUR ve THY’deki grev kırıcılığına karşı bir yanıt olması açısından son derece önemli. Bu grev, Gezi direnişinden sonra AKP’ye karşı işçinin de somut bir kazanımı olarak tarihe geçmeli…