Küresel sendika federasyonları ITF (Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu) ve Uni Küresel Sendika, Türkiyeli sendika konfederasyonu Hak-İş’i, DHL Türkiye tarafından, işçilerin bu şirkette sendikalaşma çabalarını önleme girişimi içinde bir piyon olarak kullanılabileceği tehlikesine karşı uyardı.
İki küresel sendika, şirketin işçilerini, Hak-İş tarafından kurulmuş olan yeni Taşıma-İş sendikasına zorla üye yapma girişimlerine ilişkin olarak alınan haberlerin ve bu hafta Küresel Sendikalar Konseyi toplantısında uluslararası sendikal hareket tarafından bu konuda dile getirilen derin endişeler üzerine yapılan ciddi bir tartışmanın ardından, bu uyarıyı yayımladılar. Görünüşe göre DHL Türkiye’nin yönetimiyle tam bir iş birliği içinde gerçekleştirilen bu zorla üyelik girişiminde hedef alınan işçiler, Türkiye’deki DHL’de* yasalara uygun bir biçimde örgütlenmek için uzun ve zorlu bir mücadele yürütmekte olan TÜMTİS sendikasının üyeleridir.
Hak-İş başkanı Mahmut Arslan’a bir mektup gönderen ITF ve UNI küresel sendika genel sekreterleri şunları belirttiler:
Küresel Sendikalar Konseyi’nin (KSK), dün İsviçre’nin Nyon şehrinde yapılan bir toplantısında, Türkiye’de sendikal hakların durumu hakkında ayrıntılı bir tartışma yapıldı. Toplantıya ITUC, TUAC ve Küresel Sendika Federasyonlarının temsilcileri katıldılar.
Bu tartışmalar sırasında, Hak-İş’in, birkaç küresel sendikaya, Türk-İş üyesi sendikalarla yaşadığı ihtilaflarla ilgili bir mektup gönderdiği anlaşıldı. Bu mektuplarda, diğer vakaların yanı sıra, DHL’de TÜMTİS tarafından yürütülen örgütlenme çalışmasından da söz edilmektedir.
Toplantıya katılanlar, ITF üyesi TÜMTİS sendikasının, sendikal faaliyetleri nedeniyle işten çıkarılmış olan 25 üyesini savunmak için yürütülen bu ortak ITF ve UNI ortak kampanyası hakkında zaten bilgi sahibiydiler. DHL bu işçilere karşı sendika karşıtı bir kampanya başlattı ve TÜMTİS’in örgütlenme çabalarını engel oldu. ITF ve UNI, Temmuz ayından bu yana, bu durumu çözüme kavuşturmak ve işçilerin haklarını güvence altına almak için, uzun süredir ITF üyesi olan bu sendikayla birlikte çalışmaktadır.
Ancak –ve sizin bu durumu bildiğinizden eminim- DHL Türkiye yönetimi işçileri üzerinde, mektubunuzda sözünü ettiğiniz ulaştırma sendikası Taşıma-İş’e üye olmaları için, giderek artan bir baskı uygulamaktadır. Taşıma-İş, Hak-İş tarafından sadece 5 Aralık günü kurulmuş bir sendikadır ve 27 Ocak 2013 tarihinde yapacağı genel kurulunda bu sendikanın, Hak-İş konfederasyonuna üye olma kararı alması beklenmektedir.
Mektubunuzda tarif ettiğiniz durum, bizim gözlemlediğimiz gerçeklikten çok farklıdır. DHL işçileri, İK yöneticisinin eşgüdümü altında, depo yöneticileri ve diğer yöneticilerin kendilerini, otomobil ve minibüsle Hak-İş bürolarına götürdüğünü söylüyorlar. Ayrıca TÜMTİS yetkilileri de, 11 Ocak 2013 günü sabahı, yedi işçinin, DHL’in Bayrampaşa Depo müdürü Hayri Güner tarafından minibüsle Hak-İş bürolarına götürüldüğüne tanık olmuştur. İşçiler yöneticilerin kendilerini, akşamları depolardan ayrılacakları sırasında ya Taşıma-İş’e üye olmalarını ya da ertesi sabah işe gelmemelerini isteyerek tehdit ettiklerini söylüyorlar.
Burada söz konusu olan, Deutsche Post DHL’in işçi haklarıyla ilgili ILO Sözleşmelerine ve gerek BM Küresel İlkeler Sözleşmesi gerekse de OECD Çok Uluslu Şirketler Rehberi ilkelerine uygun davranma taahhütleriyle çelişen ve bu taahhütleri anlamsızlaştıran, yasadışı sendika karşıtı bir işveren kampanyasıdır.
Bir sendikanın, bu tür bir işveren destekli bir eyleme, masum bir biçimde katılıyor olması bile, o sendikanın gerçek bir sendika olarak itibarını temelden sarsacak bir durumdur. Hak-İş’in tehditle yönlendirilmiş olan işçileri üye olarak kabul etmekte gösterdiği belirgin ve gözle görülür işbirliği, onun işçi haklarının gerçek bir temsilcisi olarak davranma kabiliyeti hakkında ciddi şüpheler uyandırmaktadır. Bu, ayrıca 18 Ocak 2013 tarihli mektubunuzda diğer sendikalarla ihtilaf yaşadığınız diğer durumlarla ilgili olarak öne sürdüğünüz iddiaların inanılırlığına da gölge düşürmektedir.
KSK toplantısına katılanlar, bunun Hak-İş’e üye olan örgütlerin itibarlarını kaybetmelerine engel olmak için –ve daha önemlisi, Türkiye’deki küresel sendika ailesinin tümü üzerinde olumsuz etki yaratmasını önlemek için- acil müdahaleyi gerektiren, çok ciddi bir durum olduğu konusunda hemfikir oldular.
Sonuç olarak, UNI, ITF ve tamamı UNI/ITF kampanyasını aktif olarak destekleyen, aşağıda imzası bulunan küresel sendikal örgütler, Hak-İş’ten, resmi olarak bu sendika karşıtı kampanyada işbirliği yapmaktan derhal vazgeçmesini istemektedirler; bize, sizin için en uygun zamanda, bu konuda vereceğiniz güvenceleri sabırsızlıkla bekliyoruz.
Saygılarımızla,
David Cockroft, Genel Sekreter, ITF
Stephen Cotton, Genel Sekreter Vekili, ITF
Philip Jennings, Genel Sekreter, UNI Küresel Sendika
Destek verenler:
Jyrki Raina, Genel Sekreter, IndustriALL
Ron Oswald, Genel Sekreter, IUF
Ambet Yuson, Genel Sekreter, BWI
Rosa Pavanelli Genel Sekreter, PSI