Toplu sözleşme görüşmelerinde yaşanan uyuşmazlık nedeniyle 30 Haziran’dan bu yana grevde olan Atışkan Alçı Eskişehir Fabrikası işçileri, grevin 34’üncü gününde aileleriyle birlikte mücadeleyi şehir merkezine taşıdı.
Atışkan Alçı Fabrikası’nda çalışan üyelerimiz adına Şubat ayının başından bu yana toplu sözleşme görüşmelerini sürdüren sedikamız, süreç içerisinde yaşanan uyuşmazlıklar nedeniyle, yasal süreleri de dikkate alarak 30 Haziran’da uygulamak üzere grev kararı almış ve hayata geçirmişti.
Sendikamız grevin 34’üncü gününe değin işveren cephesinden herhangi bir karşı teklif ve görüşme talebi gelmemesi üzerine, 2 Ağustos Salı günü fabrikada çalışan işçiler ve aileleryle birlikte Asarcıklı Caddesi’nde bulunan DETSAN Mağazası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.
Atışkan Otel’in önünde yapılması planlanan basın açıklaması işverenin girişimleriyle engellenmek istense de işçiler korteji oluşturarak, Otel’in hemen bitişiğindeki Asarcıklı Caddesinde bulunan Atışkan Gruba ait DETSAN Mağazası önüne yürüdü ve basın açıklamasını burada gerçekleştirdi.
Basın açıklamasında Genel Başkanımız Bilal ÇETİNTAŞ konuoyuna açıklamalarda bulundu ve süeç hakkında bilgi paylaştı. Çetintaş’ın konuşması sık sık işçilerin “Sadaka değil toplu sözleşme”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz!”, “Direne direne kazanacağız!”, “İnadına sendika inadına Kristal”,“Yaşasın onurlu mücaelemiz”, “İnsanca yaşamak istiyoruz!” sloganlarıyla kesildi.
Genel Başkanımız konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
ATIŞKAN Yapı ve Endüstriyel Alçı Ürünleri San. ve Tic. A.Ş.’ye ait Eskişehir Fabrikası’nda Şubat ayının başından bu yana yürütmekte olduğumuz ilk dönem toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde yaşanan uyuşmazlık nedeniyle arkadaşlarımız 30 Haziran’da greve çıkmıştı. 119 işçiyi kapsayan grevimiz 2 Ağustos itibariyle 34’üncü gününe ulaştı.
Atışkan Alçı fabrikasında çalışan arkadaşlarımız 2021 yılının Kasım ayında, yeterli çoğunlukla sendikamız çatısı altında örgütlendiler. Sendikamız da Yasa’nın aramış olduğu çoğunluğun sağlanması üzerine yetki başvurusunu yaptı ve yaşanan gelişmelere bağlı olarak Şubat ayı başında işverene görüşme çağrısını bildirdi. Akabinde başlayan toplu sözleşme görüşmelerinde karşılıklı olarak verilen tekliflerle birlikte 5 kez
görüşme sağlanabildi ancak yapılan bu görüşmelerden nihai bir sonuç elde edilemedi. İlk etapta olumlu ilerleyen sözleşme görüşmeleri maddi taleplere gelince tıkandı.
Sendikamız gelinen aşamaya bağlı olarak ve Yasa’nın belirlemiş olduğu süreleri de dikkate alarak 30 Haziran 2022’de uygulanmak üzere grev kararı aldı ve grev 30 Haziran günü fabrikada çalışan üyelerimizin katılımıyla hayata geçirildi.
2 Ağustos itibariyle grevimiz 34’üncü gününe ulaştı.
Geldiğimiz aşamada 60 madde ve geçici 3 maddeden oluşan taslağımızın, geçici maddelerle birlikte 22 maddesinde mutabık kalınamadı ve bu maddelerin neredeyse tamamı ücret ve sosyal haklara yönelik maddeler.
İşveren son teklifinde işçilerin 1 Ocak 2022’deki ücretlerine ilk 6 ay için yaklaşık yüzde 9 zam teklif etmişti.
Hâlbuki bu oran gerçekleşen 6 aylık resmi enflasyonun bile çok gerisinde kalıyor.
İşveren içerisinde yakacak ödeneği, izin ödeneği, çocuk zammı, giyim yardımı gibi hakları içeren maddelerin ise talepler arasından çıkarılmasını istiyor.
Toz, gürültü ve titreşim nedeniyle çalışanlar açısından yüksek risklerin bulunduğu fabrikada, ortalama 7-15 yıllık kıdeme sahip işçilerin ücret ortalaması yaklaşık 4500TL!
6 aylık tüketici enflasyonunun (TÜİK’e göre) yüzde 43’e dayandığı, gıda enflasyonunun yüzde 100’ü aştığı, açlık sınırının 6 bin 840 TL’ye, yoksulluk sınırının 20.818TL’ye çıktığı, giyim enflasyonunun yüzde 90’na ulaştığı, konut enflasyonunun yüzde 75’i geçmesiyle birlikte yaşanan fahiş kira artışları ve buna bağlı yaşanan barınma sorununu bu kadar belirginleşmişken teklif edilen zam oranı trajikomik bir hal aldı.
Buradan işverene çağrımızı açıkça yapıyoruz;
İşçileri sefalete mahkûm edecek bu zam teklifleri asla kabul edilemez!
Gelin sizleri var eden işçilerinizin sesine kulak verin, fedakârlığı hep işçilerden beklemeyin!
Ülkenin ekonomik tablosundan işçiler sorumlu değildir! Krizin faturasını işçilere kesmeyin!
Ülkemizin yaşam koşulları ortadayken işçilerinizin taleplerine sağır olmayın!
Tek taraflı bir yaklaşımla iş barışı mümkün olmaz!
Bizler masada bu bakış açısının, bu yaklaşım tarzının hatalı olduğunu defalarca belirttik. Ancak bir sonuç elde edemedik. Nihayetinde yolumuz greve çıktı ve bugün itibariyle grevimiz 34’üncü gününe ulaştı.
Bizler görüşmelere açığız ancak grevimiz üyelerimizin haklı talepleri karşılanıncaya kadar da, birlik, beraberlik ve dayanışma içerisinde, kararlılıkla devam edecektir.