En olumsuz şartlarda dahi insanca yaşam için mücadele eden, her türlü baskıya ve olumsuzluğa rağmen yaşama umudunu koruyan, bedel ödeyen işçileri selamlıyor; 1 Mayıs Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Gününü kutluyoruz!
Değerli arkadaşlar,
Önümüzde işçi sınıfının Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü olan şanlı 1 Mayıs var. Onurlu tarihimiz, diri duran hafızamız var.
1 Mayıslarda söylenen marşlar, haykırılan sloganlar bizimdir. 1 Mayıs emeğiyle var olan tüm insanlığındır.
İşçiler, köylüler, eğitim emekçileri, sağlıkçılar, emeklilik hakkı gasp edilen işçiler,
Emeği her geçen gün büyüyen ama ekmeği her geçen gün küçülen işçiler; bizleriz.
Yıllardır emeklilik hakkı gasp edilen işçiler, bizleriz.
Tarlası, taşı, toprağı satılan, zeytinleri sökülen köylüler,
Atanamayan öğretmenler, sağlıkçılar,
Aldığı düşük emekli aylığıyla hayatta kalma mücadelesi veren emekliler,
Ormanları yakılan, doğası, denizi, havası kirletilenler, bizleriz.
Kasıp kavuran yoksulluğu, işsizliği, adaletsizliği, iş cinayetlerini, ekonomik krizleri ve sömürüyü yaratanlardan, emeği yok sayanlardan hesap sormak için 1 Mayıs’ta alanlardayız.
Tüm uyarılara rağmen çalışma yaşamının dengelerini alt üst edenler, iş güvencemizi, sosyal haklarımızı, kıdem tazminatımızı yok etmek isteyenler, kuralsız özelleştirmelerden vazgeçmeyenler, şeffaf olmayan garantili kamu ihaleleriyle küçük bir azınlığı ihya edenler, bunun karşılığında da, gelir dağılımındaki adaletsizliği büyütüp ekonomik krizleri yaratanlar;
Bugün yaşanan krizlerin en ağır faturasını yine bizim sırtımıza yıkıyorlar. Garantili kamu ihaleleriyle doğmamış çocuğumuza dahi borç yüklüyorlar.
En temel ihtiyaçlarımız olan gıda, barınma, sağlık, eğitim, ulaşım ve enerji fiyatları gün geçtikçe artıyor. İnsanlar sosyal ve kültürel alışkanlıklarından, hayat bağlarından koparılıyor.
Sağlık özelleştiriliyor, doktorlara “giderlerse gitsinler” denilerek yol gösteriliyor.
Eğitim ticarileştiriliyor, eğitim emekçileri köleleştiriliyor.
İşçilere güvencesiz bir gelecek dayatılıyor.
Sendikal örgütlenmeler ise çeşitli bahanelerle engelleniyor. Uzayan yargı süreçleri toplu iş sözleşme ve sendika hakkını geciktiriyor. Yaşanan gecikmeler nedeniyle bir çok işçi asılsız sebeplerle işten atılıyor ve sendikalaşma neredeyse imkansız hale getiriliyor.
Örgütsüz işçiler kazandıkları ücretler ile en temel ihtiyaçlarına dahi erişemiyor.
Bugün aldığı asgari ücretle, açlık sınırının altındaki emekli aylığıyla hayatta kalmaya çalışanlar var.
Yaşamın mimarları olan kadınlar yok sayılıyor, emekleri görmezden geliniyor. Kadına şiddet tırmanıyor, cinayetler işleniyor.
Geleceğimiz çalınıyor ama hala üstünü örtme peşindeler.
Ülkemiz neoliberal politikalar nedeniyle kuralsız, ucuz iş gücü pazarı haline getirildi. Kazanılan ücretler en temel ihtiyaçları, kiraları, faturaları, sağlık, eğitim ve gıda ihtiyaçlarını karşılamaya yetmiyor.
Salgın hastalık bahanesiyle fırsatçılık yapılıp, işten çıkarma ve ücretsiz izin tehdidi ile baskılanan ücretlerimiz, kontrolden çıkan enflasyonla her geçen gün daha fazla eriyor. Açlığa, yoksulluğa mahkûm ediliyoruz.
Milyonlarca işçi, savaştan kaçanlar, sınırlarımızı aşıp gelen insanlar kayıt dışı çalışmaya mecbur bırakılıyorlar.
Kayıt dışı çalışma bir tarafı ihya ederken diğer tarafı yokluğa mahkûm ediyor.
Zenginlikleri biz işçiler yaratıyoruz, sefasını bir avuç azınlık sürüyor. Bizlerin payına kölece çalışma koşulları, işsizlik, yoksulluk, güvencesizlik düşüyor.
AKP Hükümeti, çıkardığı yasalar ve yaptığı ekonomik düzenlemelerle halkı sefalet koşullarına sürükleyip sadaka gibi sözde yardımlarla yaşamaya mahkûm ediyor.
Dünyayı güzelleştirenler olarak insan onuruna yaraşır bir yaşam, güvenli bir gelecek istiyoruz!
Örgütlü bir işçi sınıfı örgütlü bir toplum istiyoruz!
Savaş istemiyoruz!
Ayrımcılık, ırkçılık, şiddet, çifte standart istemiyoruz!
İnsan gibi çalışıp hak ettiğimizin karşılığını almak istiyoruz!
Sevdiklerimizle, arkadaşlarımızla, tüm insanlıkla barış içinde yaşamak istiyoruz!
Eşitliğin, özgürlüğün, adaletin hüküm sürdüğü temiz bir dünyaya hasretiz biz!
Bu topraklarda bizler de varız ve insanca yaşamak istiyoruz demek için şimdi 1 Mayıs’a!
Gelecek yıl değil, ondan sonraki yıl değil!
Hemen şimdi alanlara!
Şimdi 1 Mayıs’a!
Yaşasın 1 Mayıs!
Yaşasın işçilerin birliği!
KRİSTAL-İŞ SENDİKASI GENEL MERKEZ YÖNETİM KURULU