Soma faciasının 5’inci yıl dönümü: İş kazaları işçilerin kaderi değildir!
301 madencinin yaşamını yitirdiği Soma faciasının beşinci yıl dönümü bugün.
13 Mayıs 2014’de Manisa’nın Soma ilçesindeki kömür madeninde çıkan yangın sonucunda 301 madenci Türkiye işçi sınıfının tarihinde yaşanan en büyük “iş ve maden kazasının” kurbanı olmuştu. Vardiya değişimi sırasında meydana gelen yangın patlamaya neden olduğunda 787 işçi yer altındaydı.
Ali Söğüt adlı bir işçi 13 Mayıs 2017 tarihinde, kazanın üzerinden üç yıl geçtikten sonra, BBC’ye şunları söylemişti: “Can Gürkan, patronun oğlu 3 yıldır tutuklu yargılanıyor. Bu dava benim istediğim şekilde sonuçlanırsa, bu maden patronlarına verilen ceza örnek olur; diğer şirketler de ders alır. Bütün önlemleri alır, iş güvenliğini önemser.”
Dava süreci ne yazık ki bu beklentileri de karşılamadı.
Sanıklardan Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan 15 yıl hapsine ve 3 yıl maden işletme işinden men edilmesine karar verildi. Genel Müdür Ramazan Doğru 22 yıl 6 ay, İşletme Müdürü Akın Çelik 18 yıl 6 ay hapis cezasına mahkûm edildi.
Dava daha sonra istinafa taşındı. İstinaf Mahkemesi Can Gürkan’ın serbest bırakılmasına, maden işletmeme cezasının da kaldırılmasına karar verdi.
Bu katliam gibi kaza öncesinde özelleştirmelerle, teşviklerle ve işçi-sendika düşmanı politikalarla zenginleşenler dişe dokunur bir ceza almamış oldular.
İşçi ailelerinin beklentilerinin aksine işverenin bu şekilde cezasız kalmış olması yeni katliamlara kapı aralamaktadır.
Madenlerde ve diğer tüm işyerlerinde yaşanan felaketler, iş cinayetleri normal ve olağan bir durum değildir. Çare bellidir ve Amerika’yı yeniden keşfetmek de gerekmemektedir. İş sağlığı ve güvenliğini sağlamaya yönelik evrensel politikalar tam anlamıyla uygulanırsa ve etkin bir kamusal denetim gerçekleştirilirse iş kazalarının önüne kesinlikle geçilebilir.