1 Mayıs 2019’u krizin faturasını işçi sınıfına ödetmek için kıdem tazminatımıza yönelik kapsamlı bir saldırının başlatıldığı koşullarda kutlayacağız.
Siyasi iktidar kıdem tazminatını kırpma, fona devredip işten çıkarmaları kolaylaştırma ve bireysel emekliliği zorunlu hale getirip üzerimize ek bir vergi salma planını açıkça ortaya koymuş durumda.
Varlık Fonu aracılığıyla ülkemizin varlıkları borç karşılığı ipotek ediliyor.
Büyük özelleştirme dalgasında sıra Sakarya Tank Palet fabrikasına gelmiş durumda.
EYT’lilerin, staj ve çıraklık mağdurlarının alın teriyle hak ettikleri, ödedikleri primlerle karşılığını verdiği kaynaklar onlardan esirgeniyor.
İşsizlik fonunda bekleyen, işsizlerden esirgenen paralar, sermayeye teşvik olarak yağdırılıyor. Hiçbir şekilde amacı dışında kullanılmayacağı sözleri verilerek oluşturulan işsizlik fonu delik deşik edilmiş durumda. Buna karşılık işsizlik oranları rekor üzerine rekor kırıyor.
Sadece İşsizlik Fonu değil, kamu bankalarının kaynakları da sermayeye, özellikle de siyasi iktidara yakın sermayeye akıtılmış durumda. Bu nedenle kamu bankaları ciddi kayıplara uğradılar. Şimdi bu kayıplar devlet iç borçlanması ile karşılanacak. O borçlar da yine işçilere, emekçilere ödetilmeye çalışılacak.
Sendikal hak ve özgürlükler konusunda hiçbir olumlu adım atılmıyor. Grevler erteleniyor, yani fiilen yasaklanıyor ve bu uygulama ile gurur duyuluyor.
Sendikal örgütlenmenin önündeki yasal ve fiili engeller her yıl biraz daha yükseltiliyor.
Zorunlu arabuluculuk uygulamasının da işçilerin aleyhine ve sermayenin lehine işleyen bir mekanizma haline geldiği açıkça ortaya çıkmış durumda.
Sendikal hak ve özgürlüklerin dışındaki alanlarda da durum giderek kötüye gidiyor.
Rejim giderek daha baskıcı hale geliyor.
Medya birkaç istisna dışında tamamen tek sesli hale gelmiş durumda.
Bu nedenle ekmek için, özgürlüklerimiz için, çocuklarımızın geleceği için 1 Mayıs’ta alanlara diyoruz!
1 Mayıs işçi sınıfının birliğinin gösterildiği alan olmalı.
Ekmek ve özgürlük için 1 Mayıs alanlarında buluşalım!