İzmit’te faaliyet göstermekte olan Posco Assan TST Çelik San. Ve A.Ş. işyerinde çalışan Birleşik Metal-İş Sendikası üyesi işçi ve sendika yöneticilerinin, yetki belgesinin gecikmesine ve bu süreçte işverenin sergilediği sendika düşmanı tutum ve davranışlara yönelik başlattıkları mücadelede, kolluk kuvvetleri tarafından başta Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu’na, sendika yöneticileri ve üyelerine karşı sergilenen hukuk ve etik dışı aşırı güç kullanımını, devamında gerçekleşen gözaltı uygulamasını şiddetle kınıyoruz.
İşçilere ve sendikalara yönelik engelleyici ve baskılayıcı yaklaşımların, haklılaştırılmaya çalışılan etik dışı davranışların özellikle de Olağanüstü Hal (OHAL) ilanından sonra hızlı bir şekilde artış gösterdiğine, OHAL’in amacından saparak hayatın geneline müdahale aracı olarak varlığını sürdürdüğüne şahit oluyoruz. Çalışma yaşamına yönelik her konuşmalarında sendikal hak ve özgürlüklerde büyük gelişmeler sağladıklarını dile getiren, sendikaya üye olmaktan korkmayın gibi sözde açıklamalarla gündem yaratan siyasilerin reel yaşamda işçinin aleyhine bir süreç yürüttüğünü görüyoruz. Halbuki gerçek anlamda sendikal özgürlüklere saygı duyulmuş olsa idi bugün yaşananların hiçbirine tanıklık etmiş olmazdık. Çalıştıkları fabrikalarda sosyal hak ve ücrete erişemeyen işçilerin sözlü ifadelerden ileriye, gerçek anlamda bir sendikal özgürlüğe ihtiyaçları vardır.
Toplu Sözleşme yetkilerinin, itiraz davalarının yasal süreleri içerisinde neticeye ulaşmaması ne ile ifade edilebilir?
Bugün otoriteye yakın bulunan sendika üyesi işçilere sergilenen yaklaşım ile otoriteye muhalefet eden işçilere sergilenen yaklaşımın eşit olduğundan bahsedilebilir mi? Bahsedilemeyecek ise eşitlere eşit davranmayı ifade eden adalet kavramını konuşabilecek miyiz?
Söylenen sözler ile gerçeklik arasında bir bağ kurulamadığında, yani söylemler gerçeğe uymadıkça dürüstlük ve doğruluk kavramlarını açıklayabilecek misiniz?
Tarafsızlığı sağlayabilecek ve koruyabilecek misiniz?
Gerçek dışı gerekçelerle grevler yasaklanırken, yetki belgeleri geciktirilirken hukukun üstünlüğüne inanabilecek miyiz?
İnsana bir değer olarak önem veren, insan kişiliğinin özgürce ve eksiksiz olarak geliştirilmesine olanak sağlayan yönetim biçiminden yani demokrasiden bahsedebilecek misiniz?
Hem amaçlanan üretimin gerçekleştirilmesi hem de işçilerin refah seviyelerinin yükseltilmesi açısından gerekli olan pozitif insan ilişkilerini inşa edebilecek misiniz?
Tüm dünya ülkelerinin, ortalama büyüme rakamlarının çok üzerinde büyüme rakamları açıklarken, büyüme anlamında rekorlar kırdığınızı iddia ederken, üretimde harcadığı emek ve karşılığında yaratılan katmadeğerler de göz önüne alındığında emeğin hakkını vermekten söz edebilecek misiniz?
Eğer bu ülkede adaletten, demokrasiden, tarafsızlıktan, sorumluluktan, insan haklarından, hak ve özgürlüklerden, hukukun üstünlüğünden, saygı ve bağlılıktan, sendikal özgürlüklerden bahsedilecek ise öncelikle işçileri, işverenlerin çıkarlarını korumak, kollamak ve geliştirmek için kullanılan bir araç gibi görmekten, yani sömürmekten acilen vazgeçilmelidir. Vazgeçilmediği sürece işçilerin adaletsizliğe karşı direnmesi meşru olacaktır. Bunlara karşı yapılan müdahaleler ise psikolojik yıldırma, istismar, ihmal, şiddet, baskı ve saldırganlık olarak nitelenecek ve günümüzün ayıbı olarak tarihte yer edecektir.
KRİSTAL-İŞ SENDİKASI GENEL MERKEZ YÖNETİM KURULU