Bakanlar Kurulu’nun 27 Haziran 2014 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan grevimizin 60 gün süre ile ertelendiğine ilişkin kararının iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle sendikamız tarafından 30 Haziran 2014 günü Danıştay’a başvuru yapılmıştır. Başvuru dilekçemiz Danıştay 10. Dairesi’nde 2014/3628 Dosya Numarası ile işleme alınmıştır.
Başvurumuzda, grev hakkının anayasal ve yasal dayanakları açıklıkla vurgulanmıştır.
Anayasa’da grevin “hak” olarak düzenlendiği, düzenleniş şekli, amacı değerlendirildiğinde, bunun bir “temel hak” olduğu belirtilmiştir. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 58. Maddesinde de grevin amacının, “işçilerin Ekonomik ve sosyal durumları ile çalışma şartlarını korumak veya geliştirmek” olarak gösterildiği belirtilmiştir.
20.06.2014 tarihinde başlattığımız grevimizin amacının da, 6356 sayılı yasanın 58. maddesine her yönü ile uygun bir şekilde üyelerimizin sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını korumayı temin etmek olduğuna özellikle işaret edilmiştir.
Ayrıca, Bakanlar Kurulu erteleme kararında, “Türkiye Şişe ve Cam Fabrikaları Anonim Şirketi’ne bağlı” işyerlerinin taraf gösterilmiş olmasının bile, 6 bine yakın işçiyi, ailesi ile birlikte yaklaşık 20 bin kişiyi ilgilendiren bu derece önemli bir konuyu, incelemeden veya yeterince incelemeden karara bağladığını göstermediği vurgulanmıştır.
Yasal zeminde devam etmekte olan grev, Yasa’ya uygun olmayan bir biçimde, Anayasa’nın kuvvetler ayrılığı ilkesi göz ardı edilerek, Yürütmenin görev ve yetkisi aşılan bir şekilde kullanılarak ertelenmiştir.
Erteleme gerekçesi, grevin “genel sağlığı ve milli güvenliği bozucu nitelikte” görülmesidir ki, bunun hiçbir temele dayanmadığı açıktır.
“Uygulanmakta olan grevin ertelendiği İşletmelerde ve işyerlerinde, cam ve türevleri üretilmektedir.
Üretilen malların, genel sağlık ve milli güvenlikle ne ilgisi olduğunu bizler değerlendiremedik.
Sağlık Bakanlığı dâhil, Milli Güvenlik Kurulu ile Genel Kurmay Başkanlığı ve İçişleri Bakanlığı dâhil, Devletin hiçbir kurumunun; genel sağlıkla ve milli güvenlikle ilgili olumsuz bir beyanı ve bu beyanla ilgili değerlendirmesi dahi bulunmamaktadır.
Zaten, eşyanın tabiatı gereği ve hayatın olağan şartları çerçevesinde, içinde bulunduğumuz ortamda, cam ve türevlerinin üretildiği işletmelerde ve işyerlerinde yapılan grevin, Genel sağlığı bozması veya milli güvenliği olumsuz etkilemesi beklenemez.”
Danıştay’a başvurumuzda, grev uygulaması sırasında, işverenin yasaları tanımadığını ispatlarcasına, greve çıkan işçilerin yerine, yasadışı bir şekilde işçi çalıştırmak, yasal grevi, yasadışı bir şekilde etkisiz hale getirmek istediği ayrıca belirtilmiştir.
Sendikamızın bu hukuksuzlukları önleyebilmek için, devlete 6 ayrı yazılı başvuruda bulunduğu ancak bunlarla ilgili olarak halen bir işlem yaptırılmadığı da ifade edilmiştir.
“İşveren ve İşveren Sendikası, Bakanlar Kurulunun, Anayasa’ya, yasaya ve hukuka uygun hareket etme kaygısı duymadan, vicdani ve yasal grevi ertelediği sürece, hakkaniyet çerçevesinde toplu iş sözleşmesi imzalamaktan, devamlı olarak kaçınacaklardır.
Anlattığımız nedenlerle ve Danıştay tarafından değerlendirilecek diğer nedenlerden dolayı, Bakanlar Kurulu’nun söz konusu erteleme kararı, yasaya, Anayasa’ya ve hukuka uygun gerekçe ve amaçta değildir.
Bir yasal hakkın, bir anayasal hakkın, ortadan kaldırılmasına yönelik bir karardır.”
Başvurumuzda, aynı taraflar arasında, aynı konudaki uyuşmazlıkta, daha önce de yargı önüne gidildiği, T.C. Danıştay 10. Dairesi tarafından, Bakanlar Kurulunun erteleme kararı hakkında, hem yürütmeyi durdurma hem de iptal kararı verildiği da hatırlatılmış ve örnek kararlar da dilekçemize eklenmiştir.
Bu nedenlerle ve Danıştay tarafından re’sen değerlendirilecek nedenlerle, Bakanlar Kurulu erteleme kararının iptali ile sendikamız ve üyelerimiz açısından doğacak dönülmez zararların önlenmesi bakımından yürütmenin durdurulması talep edilmiştir.
Üyelerimize ve kamuoyuna saygıyla duyurulur.
KRİSTAL-İŞ SENDİKASI
GENEL MERKEZ YÖNETİM KURULU