Pencere camının, çay bardağının, su bardağının, araba camının, cam yününün genel sağlığı ve milli güvenliği nasıl tehdit edebildiğini izah etmek mümkün değil
Herkes kendine yakışanı yaptı. Yoksulluk sınırının altında yaşayan cam işçisi ekmeği için, çocuklarının geleceği için 93 kuruşluk zam teklifine karşı çalıştığı fabrikanın kapısına grev pankartı astı. Cam işvereni yasanın, greve katılan işçinin yerine başkasının çalıştırılamayacağı hükmünü hiçe sayarak mal yükletti, fabrikalardan tırlarla mal çıkarmaya çalıştı. Bir işçiyi sudan nedenlerle işten çıkardı. AKP hükümeti de din iman maskesinin arkasındaki gerçek yüzünü bir kez daha göstererek, “genel sağlık ve milli güvenlik” nedeniyle grevi erteledi.
Grev ertelemesi, grevin başladığı günden başlayarak çeşitli kanallarla gündeme getirilmiş, sendikaya süreler verilmiştir. Bu yolla grevin işveren üzerindeki etkisi siyasi erk tarafından zayıflatılmak istenmiş, işveren alenen kollanarak toplu pazarlık sürecinin sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi önlenmiştir. Bu noktadan sonra artık “özgür toplu pazarlık” sürecinden söz edebilmek mümkün değildir.
Bütün bunlar olurken “Ankara’da Türk-İş vardır!” diye övünenlerin neler yaptıkları da ayrıca merak konusudur.
Pencere camının, çay bardağının, su bardağının, araba camının, cam yününün genel sağlığı ve milli güvenliği nasıl tehdit edebildiğini izah etmek mümkün değil. Gözetilenin sermayenin sağlığı ve güvenliği olduğu, sermayenin çıkarları olduğu aşikâr… Erteleme, sermayeden yana sağ/muhafazakar, otoriter bir hükümetin neoliberal politikaların bir uzantısıdır.
AKP 2003’te ve 2004’te de gene önce “milli güvenlik” ve sonra da “milli güvenlik ve genel sağlık” gerekçesiyle cam grevini ertelemişti. Kristal-İş’in başvurusu üzerine Danıştay oybirliği ile verdiği yürütmeyi durdurma kararında, cam sektöründeki grevin milli güvenlik ve genel sağlığı bozucu nitelikte görülemeyeceğini hüküm altına almıştı. Danıştay, “bir grevin yasada öngörülen anlamda milli güvenliği bozucu nitelikte görülebilmesi için, ülke ve devletin özel [olarak] savunma ve güvenlik altına alınmasını zorunlu kılacak ciddi tehlikelerin ortaya çıkması” gerektiğini, cam grevininse yasada öngörülen anlamda milli güvenliği bozucu nitelikte olmadığını açıkça belirtmişti (Danıştay 10. Dairesi, 12.1.2004 gün ve 2003/6134 sayılı karar). Danıştay kararından sonra tekrar başlayan grev AKP hükümeti tarafından “milli güvenlik ve genel sağlık” gerekçesiyle bir kez daha ertelenmişti. “Milli güvenlik ve genel sağlık” bir gerekçe değil bir bahaneydi. Maksat işçiye grev yaptırmamaktı. Şimdi de öyle!
AKP hükümetinin erteleme kararında, “Türkiye Şişe ve Cam Fabrikaları Anonim Şirketine bağlı işyerlerinde Kristal-İş Sendikası tarafından uygulanmakta olan” grevden söz ediliyor. Oysa grevler, Cam İşveren Sendikası’na karşı 5 işletme ve 9 işyerinde ve ayrıca işveren sendikasına sonradan üye olan ve prosedürü ayrı bir işyerinde sürdürülüyor. Grevin Türkiye Şişe ve Cam Fabrikaları Anonim Şirketi ile ilgisi yok. AKP’nin erteleme kararındaki bu özensizlik, bu bilgisizlik bile AKP hükümetinin gerekçelerinin ne kadar uydurma, alınan kararın ne kadar peşin olduğunu açıkça gösteriyor.
Aslında 12 Eylül yasalarından AKP’nin yasasına aynen alınan grev ertelemesi, bir grev yasaklamasıdır. Erteleme süresinin sonunda grevin tekrar başlayacağına ilişkin önceki düzenleme, 12 Eylül darbesinin ardından çıkarılan sendika yasalarında değiştirilmiş ve bunun yerine zorunlu tahkim öngörülmüştür. Yani erteleme sonunda sendika 6 işgünü içinde ya Yüksek Hakem Kurulu’na (YHK) başvuracak ve toplu sözleşme bu kurul tarafından yapılacak ya da yetkisi düşecektir. Siyasi iktidara keyfi grev yasaklama yetkisi veren bu yasal düzenleme, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) normlarına açıkça aykırıdır. Türkiye’de grev hakkı şeklen vardır.
Kristal-İş erteleme kararına karşı Danıştay’a başvuracağını açıkladı. Önümüzdeki 60 günlük zaman içinde hukukun üstünlüğü galebe çalarsa cam işçileri tekrar greve çıkacaklar. Toplu pazarlığın nasıl seyredeceğini de önümüzdeki zaman gösterecek. Ama cam işçisi bu zor süreçten çok daha güçlenerek çıkacaktır. Cam grevini erteleyenler ve bu ertelemeden yarar umanlar, cam işçisini hiç tanımamışlardır.