Sendikal Güç Birliği Platformu’nu oluşturan sendikaların örgütlü olduğu işyerlerinde bugün Gezi Parkı direnişi ve THY greviyle ilgili bildiri okundu. Bildiri metni şu şekilde:
HÜKÜMETİ UYARIYORUZ: TOPLUMUN SESİNE KULAK VERİN
Sevgili arkadaşlar;
Türkiye hızla tek adam yönetiminde anti demokratik bir rejime kaymaktadır. AKP iktidarı, toplumun sesine kulaklarını tıkayarak, hak arama yollarını kapatarak, toplumsal talepleri baskı ve şiddet yoluyla engelleyerek ülkemizi tehlikeli bir noktaya sürüklüyor.
Başbakanın şahsında vücut bulan AKP’nin otoriter siyaset tarzı, “ben her istediğimi” yaparım anlayışı halkın önemli bir bölümünü dışlayan, küçümseyen, rencide eden dili büyük bir toplumsal tepkiye yol açmaktadır.
Hükümetin, her toplumsal talebi şiddetle bastırma tutumu, önce 1 Mayıs’ta şimdi de Taksim Gezi’sine ve ardından diğer illerde yapılan müdahalelerle artık çığırından çıkmıştır. Taksim’deki son yeşil alanın rant getirecek bir projeye kurban edilmesine karşı başlayan direniş, iktidar tarafından şiddet kullanılarak bastırılmak isteniyor. Barışçı ve sivil protesto eylemlerine karşı Türkiye ilan edilmemiş bir sıkıyönetim altında. İtirazını tepkisini ortaya koyan insanlara karşı uygulanan şiddet insanların hayatına mal oluyor. İstanbul ve Antakya’da iki yurttaşımız hayatını kaybetti. Binlerce yaralı var, binlerce insan gözaltına alınıp spor salonlarına doldurulmuş vaziyette. İktidarın bu hoyratça güç gösterisi direnişin ülke çapına yayılmasına ve büyümesine neden olmaktadır.
Sevgili arkadaşlar,
Hükümetin toplumsal taleplerin karşısına anti demokratik hukuksuz eylem ve uygulamalarla çıktığı bir başka alan da THY grevidir. Hava-İş Sendikası, Türk Hava Yolları’nda işvereninin hükümet destekli yasa dışı grev kırıcı işlem ve eylemlerine rağmen 15 Mayıs 2013’ten bu yana anayasal ve yasal grev uygulamasını sürdürüyor.
Temel talebi iş güvencesi ve uçuş güvenliği olan bu grev THY yönetiminin sendikanın makul taleplerine olumlu yanıt vermemesi üzerine başlamıştır.
2012 yılında THY işvereninin girişimleri sonucunda TBMM havacılık işkolunda grevi yasakladı. Avrupa ülkelerinde eşi benzeri görülmeyen bu uygulama ILO normlarının da ihlali anlamına geliyordu. THY işvereni grevi yasaklatmakla kalmadı, bu yasağı barışçı bir eylemle protesto eden 305 havacılık çalışanını işten attı.
Ancak havacılık sektöründe grev yasağının hukuksuz olduğu daha sonra TBMM tarafından da kabul edildi ve 2012 yılı sonunda havacılık sektöründe grev yasağı kaldırıldı. Dahası bu yasağı barışçı bir eylemle protesto eden işçilerin eyleminin de hukuka uygun olduğu yargı kararıyla ortaya çıktı. İşten atılan işçiler işe iade davalarını kazandılar. Buna rağmen THY işvereni hukuksuz, yasadışı işlem ve eylemlerinin yarattığı olumsuzlukları gidermek konusunda hiç bir adım atmadı. Toplu iş sözleşmesi sürecinde müzakerelerden kaçındı ve 305 işçiyi işe geri almayı reddetti.
TBMM havacılık sektöründe grev hakkını iade etti, yargı da işçileri işe iade etti ancak THY yönetimi keyfi tutumundan vazgeçmedi.
Sendikayla uzlaşmak, toplu iş sözleşmesini masada bitirmek yerine grev kırıcılığına, sendika düşmanlığına soyundu. THY’nin bu pervazsız tutumunda, daha müzakere aşamasında “THY’nin yanındayız, gerekeni yaparız” diyen ve hukuku çiğneyen bakanların payı büyüktür. Bu bakanlar özel bir şirketin yanında işçiye karşı saf tutmuştur. İşvereni hak, hukuk tanımaz bir biçimde davranmak konusunda cesaretlendirmiştir.
Sevgili arkadaşlar,
Sendikal Güç Birliği Platformu olarak hükümeti bir kez daha uyarıyoruz. Mahkeme kadıya mülk değildir.
Her istediğinizi, istediğiniz gibi yapamazsınız.
Toplumun yaşam alanlarını sermayeye, ranta peşkeş çekemezsiniz.
İşçilerin hak arama yollarını anti demokratik yollardan kapatamazsınız.
Grev hakkını toplu sözleşme hakkını ortadan kaldıramazsınız.
Sendikal Güç Birliği Platformu olarak hükümeti toplumun sesine kulak vermeye ve aşağıda sıralanan talepleri acilen yerine getirmeye çağırıyoruz.
•Taksim Gezi Parkı’nın park olarak kalacağı resmen ilan edilmelidir.
•Sivil eylemlere yönelik polis şiddeti durdurulmalı, polis geri çekilmelidir.
•Halka uygulanan şiddetin sorumluları hesap vermeli ve istifa etmelidir, biber gazı kullanımı yasaklanmalıdır.
•Gözaltına alınan binlerce kişi serbest bırakılmalı ve haklarında işlem yapılmamalıdır.
•Taksim başta olmak üzere Türkiye’deki tüm meydanlarda, kamusal alanlarda toplantı ve gösteri yasaklarına son verilmelidir.
•THY’de çalışanların haklarına, yolcuların uçuş güvenliğine saygı gösterilmeli, toplu iş sözleşmesinin biran önce bağıtlanması için Hava-İş ile görüşmelere başlanmalıdır.
•İşten atılan 305 THY çalışanının işbaşı yapması sağlanmalıdır.
Sendikal Güç Birliği Platformu, toplumun geniş kesimleri tarafından da benimsenen bu taleplerin takipçisi olacak ve yerine getirilmesi için meşru ve demokratik mücadelesini sürdürecektir.
Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz.
Sendikal Güç Birliği Platformu
Basın-İş, Belediye-İş, Deri-İş, Hava-İş, Kristal-İş, Petrol-İş, Tek Gıda-İş, Tez Koop-İş, TÜMTİS, Türkiye Gazeteciler Sendikası